
CHP’nin Engellilik Çalıştayı 2’inci gününde, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde devam etti. Coşkulu kalabalıkla gerçekleşen oturumda, CHP tam kadro yerini aldı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarında sosyal yardımlarda olsun, engellilerle ilgili yapılan çabalarda olsun, bırakın partizanlığı her türlü farklılığa karşı gözünü ve kulağını kapatmış, herkesi eşit gören ve hak edenler arasında en ufak bir ayrımcılık yapmayan anlayışımızın buradan size onur sözünü veriyorum” dedi.

CHP Genel Başkan Özgür Özel, İzmir’de partisi tarafından “Bağımsız Yaşam Hakkı” sloganıyla düzenlenen Engellilik Çalıştayı’nda şunları söyledi:

”Bugün bir itirazı söze dönüştürmek üzere çalıştayın adı ‘Engellilik Çalıştayı’ olarak belirlenmiş. Engelli örgütlerinin talebiyle, itirazlarıyla. Diyorlar ki, ‘Engelli olan biz değiliz. Engelleniyoruz.’ Bu yüzden meselenin engellilik, engellenme üzerine kurulması ve ifade edilmesi gerekir. Maalesef üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyip, konunun muhatabına ve mağduruna kusur atfeden bir iktidar anlayışı ile karşı karşıyayız. 63 bin öğretmen varken mezun olmuş da görevlendirilmemiş, rahmetli Ecevit’e bunların hesabını soran Erdoğan’ın Türkiye’yi getirdiği noktada 1 milyon öğretmen var atanmamış olan. Onlara dönüp ‘atanamayan öğretmenler’ diyor. Sanki kusur kendilerindeymiş gibi ya da çok istenmiş de bir türlü olmamış gibi. Engelllier de bir benzer durumla karşı karşıya kaldıklarını, engellendiklerini, haksızlığa uğradıklarını, kendileriyle ilgili kamunun gerekli sorumluluğu yerine getirmediğini, bu yüzden de bu çalışmanın adının ‘Engelllik Çalıştayı’ olmasını talep ettiler. Gerçekten itirazlarında haklılar. Çünkü biraz önce Cemil Başkan da bir veriden bahsetti. Ancak en sonuncusu üç yıl önce açıklanan resmi verilere göre 5 milyon 841 bin engelli vatandaşımız bulunuyor. Yani devlet diyor ki, ‘Benim vatandaşlarımın engellilik sayısı 5 milyon 841 bin.’ Oysa bu salondaki bu işin uzmanı sivil toplum örgütleri, dernekler yaptıkları çalışmalarda bu rakamın 10 milyonu aştığını söylüyorlar. Bu konuda doğru verilere erişmek için devletin şeffaf olması lazım, paylaşımcı olması lazım. Ancak maalesef, bundan çok gerideler ve bugün engellilerimiz yıllardır çözüm bekleyen ağır sorunlarını ifade ederken, rakamlara dahi erişememek gibi bir sorunla karşı karşıyalar. Bugün Aile ve Sosyal Hizmetler Gölge Bakanımız Aylin Nazlıaka koordinasyonunda düzenlenen bu çalışma, hem dün yapılan panel ve verimli çalışmalarla hem bugün 15 ayrı masada yapılacak olan tartışmalarla aslında hem Türkiye’ye İzmir’den bir sorunun varlığını, çözüm yollarının neler olacağını söyleyecek, hem de partimizin içinde bulunduğu program hazırlama çalışmalarına çok özlü bir katkı sağlayacak.

”Engelli aylıklarını okumaya ben utanıyorum”
Bugün tüm vatandaşlarımız büyük bir ekonomik yıkım yaşıyor. Bu iktidarın geldiği günle bugün arasında emeklilerin aldığı maaşlarda, bu memur emeklisi de olsa aynı, işçi emeklisi de olsa aynı. En düşük emekli maaşı karşılaştırmalarında, asgari ücret karşılaştırmalarında. Devletin yaptığı tüm yardımlarda, en basitinden hatta övündükleri alanlarda. Örneğin, ‘Öğrencilere verdiğimiz burslar, geldiğimizde 450 liracıktı, biz 2 bin lira, 3 bin lira yaptık’ diye övünüyorlar. Ama ister altın hesabına, ister simit hesabına, ister somun ekmek hesabına, hangi hesaba vurursanız vurun çok büyük farklar var. 8’ken 2,5’a düşmüş; örneğin 8 çeyrek altın alıyorken, 2,5 çeyrek altına düşmüş. Çay – simit hesabında yerlerde sürünen rakamları hep beraber paylaşıyoruz. Biraz önce videoda da arkadaşlar bir grup konuşmasından alıntılamışlar. Engelliler açısından durumun ne kadar daha da vahim olduğunu birkaç rakamla ifade etmek isterim. Bu seneki yaşlılık aylığı. Bakacak kimsesi yok, yaşlılık aylığı alıyorlar. Bakın hangi rakamlarla nasıl geçinilemeyeceğini ne kadar çok konuştum. Bugün 14 bin 500 lira gibi en düşük emekli maaşı var. Bugün 22 bin lira gibi bir asgari ücret var. Bunlarla nasıl yaşanılamayacağını, nasıl ya barınılacağını ya da karın doyurulabileceğini; bu paranın kiraya giderse boğazdan geçmeyeceğini, boğazda geçerse açıkta kalınacağını çok haklı bir şekilde söylüyoruz.” ifadelerini kullandı.
